7 Aralık 2008 Pazar

Basit Yaşamak

Harika bir şiiri çok uzun bir aradan sonra, yeniden paylaşıyorum. Şairinden hepimiz adına özür dileyerek.

Düş Hekimi Yalçın Ergir'in şiirinin Nazım Hikmet'e ait olduğunu varsaydık, sorgulamadan. Hem şiirin hem de şairin kaynağına ulaşmış olmaktan dolayı çok keyifliyim.

Motivasyon.org'u blog yapısına dönüştürdüğümde, şahsıma ait makalelerle ilgili sitemimi ifade eden geniş bir yazı yazmıştım. Benzer bir hatayı bizler de yapmışız zamanında.

Google'a Basit Yaşamak yazdığınızda, açılan önerilerde Nazım Hikmet'i görürsünüz. Araştırmadan, alıntıya yer vermeden yapılan yayınların, emek sahibini nasıl üzdüğünü iyi bilirim.

Bu nedenle, önce Yalçın Bey'in açıklamasına, sonra da şiirine yer veriyorum.

Yüzünüz hep gülsün.

Ergün Güler

***

Kara mziah ile Düş Hekimi Yalçın Ergir'in yazısı...

Basit yaşayacaksın basit

Saatin, sadece saati gösterecek; öyle Nazım usta zamanındaki gibi digital sensorleri, göstergeleri vs olmayacak.

Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın. Oyunlar oynamayacak, fotoğraf çekmeyecek;

GPRS ile internette surf yapmak için kullanmayacaksın.
Küçü bir not defteri olacak "bilgini" en hızlı "sayan". Hele 1956 model hiç olmayacak bilgisayarın.

Basit yaşayacaksın, basit.
Nazım ustanın tüm eserlerini bilmeden ortaya atlamayacak kadar basit...

Buraya tıklayıp, kaynağa doğrudan ulaşın...

***

Şiirin aslı...

BASİT YAŞAMAK

Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu fark etmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi

basit...

düş hekimi yalçın ergir

Seja o primeiro a comentar

    (freeright)  serbest hak, motivasyon.org    (Ergün Güler, 2002-2008)

Başa dön